Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, CHP'nin İmralı'ya giden heyette yer almamasına ilişkin olarak, "CHP mutlaka bu işin içinde olmalı, İmralı'ya gitmemek sürece destek vermemek anlamına gelmiyor" dedi.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Halk TV'de Kürşad Oğuz'un sorularını yanıtladı. Özer, "Barış Süreci başladıktan sonra 'Kent Uzlaşısı' meselesi ikinci plana atıldı. Soruşturma İBB ile genişledi" dedi. CHP'li belediye başkanı olduğu için tutuklandığını vurgulayan Özer, daha önce Devlet Planlama Teşkilatı'nda da yer aldığını hatırlattı ve "Madem suçluyum o zaman beni o görevlere atarken neredeydiniz?" diye sordu.
CHP'den diğer partilere geçen belediye başkanları hakkında da konuşan Özer, AKP'nin hala güçlü olduğunu göstermek için bu transflerleri gerçekleştirdiğini belirtti.
"CHP bir yıldır komisyonda olmasına rağmen, baskılara son verilmedi"
Sürece en samimi desteği MHP lideri Devlet Bahçeli'nin verdiğini belirten Özer, "Sayın Cumhurbaşkanı her konuda tek yetkili olmasına rağmen, bu konuda o kararlılığını göstermedi. Bu da toplumun güvenine zarar verdi" dedi. Bu sürecin başarılı olabilmesi için, bir altyapının yaratılması lazım" diyen Özer, "Biz hem Kürtlerin hem Türklerin onurunu zedelemeyen adımlar atmalıyız. Barış anneleri ile şehit annelerini bir araya getirmeliyiz. Barış diline sahip olmalıyız, savaş diliyle barış yapılmaz" şeklinde konuştu.
CHP'nin Öcalan kararına gelen tepkilere de yanıt veren Özer, "Bu işi germenin gereği yok, CHP mutlaka bu işin içinde olmalı, İmralı'ya gitmemek sürece destek vermemek anlamına gelmiyor" dedi. "Ben Kent Uzlaşısı davasından yargılanıyorum, biz bu işlerin dışında değiliz. 40-50 yıllık sorunun çözülmesi için herkesin elini taşını atması gerekiyor" diyen Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu siyaset üstü, bütün ülkeyi ilgilendiren, toplumun geleceğini ilgilendiren bir meseledir. Bunun şu partilisi, bu partilisi olmaz. Bu sadece Kürtlerin de meselesi değil, Türkiye'de yaşayan 86 milyonun meselesidir ve zaten Kürtlerle Türkler arasında da bir sorun yoktur. Niye? 5 milyon civarında evlilik var. Niye? Pazar birliği var. Niye? Din birliği var. Niye? Kültür birliği var. Niye? Tarihsel bir birlik var. Kürşat Bey, biz 1071 yılında Malazgirt'te birlikte savaşmışız Bizans'a karşı. 1514 yılında Çaldıran'da birlikte mücadele etmişiz. 1891'de Erzincan'da birlikte olmuşuz.
"1915 yılında Çanakkale'de koyun koyuna şehit düşmüşüz. Çanakkale ruhu dediğim odur. 1920 yılında Kurtuluş Savaşı'nda birlikte mücadele etmişiz. Mustafa Kemal Atatürk'ün 1919, 20, 21, 22, 23 yılı görüşlerini, konuşmalarını izleyin, bakın. Orada söylemiş olduğu cümleler, sarf ettiği yaklaşımlar gerek Amasya Tamimi'nde, gerek El-Cezire Komutanı'na yazdığı mektupta, gerek İzmit konuşmasında, gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi konuşmalarında, gerek 1921 Anayasası'nda o görüşler zaten bugün uygulansa Kürt sorununun önemli bir kısmı çözülecektir."

