CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Beşinci Ulusal Eylem Planı’na ilişkin “Yayımlanan metin, kadınların yaşadığı şiddet gerçeğini değiştirmeyen politikaların üstünü örtememektedir. Kadına yönelik şiddetle mücadele ‘mış’ gibi yaparak değil, samimi bir siyasi iradeyle mümkündür. Bir gece ansızın İstanbul Sözleşmesi’nden tek adam iradesiyle çekilen bir iktidarın bugün ‘sıfır tolerans’ demesi toplumda karşılık bulmamaktadır” dedi.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Beşinci Ulusal Eylem Planı’na (2026–2030) ilişkin Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmî Gazete’de yayımlandı. CHP Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, genelgeye ilişkin yazılı basın açıklaması yaptı. Nazlıaka’nın açıklaması şöyle:
“Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Beşinci Ulusal Eylem Planı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, Resmî Gazete’de yayımlandı. Ancak yayımlanan metin, kadınların yaşadığı şiddet gerçeğini değiştirmeyen politikaların üstünü örtememektedir. Kadına yönelik şiddetle mücadele ‘mış’ gibi yaparak değil, samimi bir siyasi iradeyle mümkündür. Bir gece ansızın İstanbul Sözleşmesi’nden tek adam iradesiyle çekilen bir iktidarın bugün ‘sıfır tolerans’ demesi toplumda karşılık bulmamaktadır. Türkiye’de gerçek tablo ortadadır: Ülkemizde bir cinskırım var. Her yıl yüzlerce kadın öldürülüyor, şüpheli kadın ölümleri artıyor. Veriler şeffaf değil, açıklanmıyor. Kadın örgütleri hükümetin yapması gerekeni yaparak çetele tutuyor ve gerçek tabloyu görünür kılıyor. 6284’e yönelik saldırılar sürüyor, koruma kararları uygulanmıyor. CHP’li belediyelerin kadınları güçlendiren politikaları sistemli biçimde engellenmeye çalışılıyor. Cezasızlık algısı, kadın cinayetlerini besleyen en kritik sorun olmaya devam ediyor.
“Şiddetin panzehiri eşitliktir”
Kadına karşı şiddetle mücadele için yapılması gerekenler çok açıktır: İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönmek, kadını hayatın her alanında güçlendirecek pozitif ayrımcılık içeren politikaları hayata geçirmek, şeffaf ve düzenli veri paylaşmak, etkin ve caydırıcı cezalar verecek bağımsız bir yargıya sahip olmak, muhalif belediyelerle mücadele değil eşgüdüm içinde olmak, kadın örgütlerinin karar süreçlerinde söz hakkı olmasını sağlamak, sığınak, cinsel şiddet kriz merkezleri, 7/24 alo şiddet hattı hizmetlerini yaygınlaştırmak, toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bütçeleme yapmak ve kadın yoksulluğuyla mücadele eden politikaları uygulamak. Şiddetin panzehiri eşitliktir. İstanbul Sözleşmesi’nde de belirtildiği gibi kadına yönelik şiddeti önlemek, önleyemediğinde korumak, koruyamadığında etkili ve caydırıcı cezalar vermek ve kadına güçlendirecek bütüncül politikalar uygulamak gerekmektedir.
“CHP, bu ülkeye yeniden gerçek eşitliği ve adaleti getirecek iradenin adıdır”
Kadınlar artık söze değil, samimiyete bakıyor. CHP, bu ülkeye yeniden gerçek eşitliği ve adaleti getirecek iradenin adıdır. Kadınların yaşam hakkını güvence altına alan, şiddeti önleyen ve caydırıcı mekanizmaları kararlılıkla işleten bir düzeni ilk seçimlerde iktidara gelip bizler kuracağız. Bu ceberut iktidarı gönderinceye kadar biz dayanışmayı yaşatacağız, dayanışma da bizi yaşatacak. Yaşasın kadın dayanışması.”

