CHP Sözcüsü Deniz Yücel, çözüm sürecine ilişkin olarak; "Barışın konuşulması, meclis zemininde adım atılması son derece önemlidir. Bu konu kişilerin talepleri üstünden şekillenmeyecek kadar hassas. Hedeflenen gerçekten barış ise sürecin şeffaf yürütülmesi gerekir. CHP bu konuda tarihsel bir tutarlılık içindedir. Sorunu kişilere indirgemeden haritasını çizmiş sürecin şeffaf ilerlemesi gerektiğini her zamana belirtmiştir. Kurucu parti olmamızın bize yüklediği sorumlulukla toplumsal barıştan yana olan tavrımızı sürdürüyoruz. komisyonun İmralı'ya gitmesiyle ilgili tutumuzu paylaştık. Yorum ve değerlendirmeler barış süreciyle ilgili yüzeysel bir yaklaşımın göstergesi olduğu kadar CHP'yi hedef gösteren siyasi algı operasyonlarının da bir parçasıdır" dedi.
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, gündeme dair değerlendirmeler bulundu. Yücel'in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
"Barışın konuşulması, meclis zemininde adım atılması son derece önemlidir. Bu konu kişilerin talepleri üstünden şekillenmeyecek kadar hassas. Hedeflenen gerçekten barış ise sürecin şeffaf yürütülmesi gerekir. CHP bu konuda tarihsel bir tutarlılık içindedir. Sorunu kişilere indirgemeden haritasını çizmiş sürecin şeffaf ilerlemesi gerektiğini her zamana belirtmiştir. Kurucu parti olmamızın bize yüklediği sorumlulukla toplumsal barıştan yana olan tavrımızı sürdürüyoruz. komisyonun İmralı'ya gitmesiyle ilgili tutumuzu paylaştık. Yorum ve değerlendirmeler barış süreciyle ilgili yüzeysel bir yaklaşımın göstergesi olduğu kadar CHP'yi hedef gösteren siyasi algı operasyonlarının da bir parçasıdır.
Mevcut genel başkanın devam etmesi yönünde imza toplama rakip adayların çıkmasını zorlaştıran bir uygulamaydı. isteyen arkadaşlarımız yeterli imzayı toplayıp aday olabilirler. bu demokratik bir haktır, biz de böyle bakıyoruz.
Akın Gürlek'in röportajını okuduğumda bağımsız olması gereken bir yargı mensubunun yazdığı iddianameyi pazarlama telaşına düştüğünü gördük. Yargı mensupları kararlarıyla, belgeleriyle konuşurlar. başsavcı hazırladığı iddianameye güvenmiyor olacak ki yandaş basına çıkıp açıklama yapma ihtiyacı duyuyor. Masumiyet karinesini ihlal eden bir açıklama. Sayın başsavcı adaletten değil, iktidardan yana tavır alan bir tutum içerisinde. Kişilerden kurumlardan bağımsız derken sayın Akın Gürlek'in ne şekilde İstanbul Başsavcılığı görevine getirildiğini, Erdoğan'ın 'sana ihtiyaç var, görev var' dediği ve göreve getirdiği ki ondan sonra CHP'li belediyelere soruşturmaların yapıldığını, belediye başkanlarımızın tutuklandığını siyasi operasyonlara maruz kaldığını hepimiz yaşadık. İddianameyi okuduk, hala da inceliyoruz. Özel bir çabayla neredeyse her iddianın CHP'ye bağlanmaya çalışıldığını görüyoruz. CHP hakkında anayasanın 69. maddesi uyarınca kapatma davası açılması için Yargıtay'a bildirimde bulunması ifadesi de bu iddianamenin hukuki değil siyasi olduğunun göstergesi. Toplumsal rıza oluşturmak için yandaş kanallarda kampanya yürütüyorlar."

