CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, İBB iddianamesinde Burak Biçer ve Cem Çelik’e ait olduğu belirtilen ifadelerin 'noktası virgülüne kadar aynı' olduğunu belirterek İlke-Meşe adlı iki gizli tanığın da ifadelerinin aynı olduğunu hatırlattı. 'Hazır ifadeler' olduğunu söyleyen Tezcan, "Bunları ya bir gizli tanığa ya bir itirafçıya monte ediyorlar" dedi.
Halk TV'nin haberine göre; CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, İBB iddianamesindeki iki ismin 'noktası virgülüne kadar' aynı ifadeyi verdiği belirtti.
Tezcan, iddianamede yer alan ve Burak Biçer ile Cem Çelik adlı iki isme ait ifadelerle ilgili olarak şunları söyledi:
“İddianamede Burak Biçer ve Cem Çelik'in ifadesi birebir aynı. Aynı olayı yaşamışlar, aynı tutarda rüşvet istenmiş, aynı boş kağıda imza atmışlar. Bir virgülü bile farklı değil. Demek ki elde hazır bir ifade var. Bunu ya gizli tanığa ya da itirafçıya monte ediyorlar.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, iddianamede Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce kullandığı “ahtapotun kolları” sözlerinin koyu puntolarla yazılmış şekilde yer aldığını hatırlatarak, bunun siyasi iradenin yargı sürecine doğrudan müdahalesinin göstergesi olduğunu söyledi. Tezcan, “Bu iddianame, İmamoğlu’nu siyaseten kapatmayı, CHP’yi ve Cumhurbaşkanı adayını hedef almayı amaçlıyor. Suçüstü yakalandılar” dedi.
İddianamede İmamoğlu’nun üç suçla hedef alındığını ifade eden Tezcan, “CHP’yi ele geçirmek, Cumhurbaşkanı adayı olmak ve seçimleri kazanmak. 15,5 milyon seçmenin oylarıyla Cumhurbaşkanı adayı olan İmamoğlu’na, parti içi siyaset ve seçim başarıları suç olarak yansıtılmış.” dedi.
"Yurt ve kreş yapmanın suç olduğu bir siyasi operasyon"
Tezcan, iddianamenin içeriğinde CHP 38. Olağan Kurultayı’na ait fotoğrafların ve parti üyelerinin isimlerinin kırmızı dairelerle işaretlenmesinin, dosyanın siyasi amaçlı hazırlandığının bir göstergesi olduğunu belirtti.
Tezcan, "Bu iddianamede hayır yapmak suç sayılmış. Bu iddianamede vatandaşın bağış yapması, hayır yapması suç sayılmış. Mesela market kartı dağıtmak suç sayılmış. Gıda paketi bağışı almak suç sayılmış. Sayın Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda sıfır yurt vardı, kreş vardı. Şimdi 127 kreş var. Bunlar hayırsever vatandaşların destekleriyle olan şeyler. Şimdi bunu suç olarak göstermek başlı başına zor olacağı için yöntem çok basit. Önce iş adamını alıp gözaltına alıyorlar. Ondan sonra tutukluyorlar. Ondan sonra buna "mallarına çökeceğiz" diye tehdit ediyorlar. Bir kısmının mallarına çöküyorlar. Arkasından "eğer ben bunu zorla yaptım, baskıyla yaptım dersen biz seni serbest bırakırız, malına da çökmeyiz, malını da serbest bırakırız" diyorlar. Yani kreşin, gıda paketinin, market kartı dağıtmanın, yurt yapmanın suç olduğu bir siyasi operasyonla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.

