Hale Gönültaş yazdı: 10 Ekim’in yıldönümünde IŞİD’in Türkiye’deki durumu: Gerçek bir mücadele var mı?

Hale Gönültaş yazdı: 10 Ekim’in yıldönümünde IŞİD’in Türkiye’deki durumu: Gerçek bir mücadele var mı?

paylaş :

Ankara Garı’ndaki katliamın üzerinden on yıl geçti. Türkiye tarihinin en kanlı saldırısının faili IŞİD, geçen sürede hem bölgede hem Türkiye’de varlığını sürdürdü. BM verilerine göre Suriye ve Irak’ta halen 3 binden fazla IŞİD’li bulunuyor. Örgüt, özellikle Suriye Çölü ve Kuzeydoğu Suriye’de yeniden güç kazanma arayışında. Binlerce militanın tutulduğu kamplar ve hapishaneler, yeni saldırı ve firar riski taşıyor. Türkiye ise uzun süredir IŞİD’in geçiş güzergâhı olarak görülüyor. Savaş döneminde “açık kapı politikası” sayesinde radikal unsurların sızdığı, bazı IŞİD üyelerinin Ankara, İstanbul, Gaziantep gibi kentlerde yerleşik yaşam kurduğu biliniyor. Her gün yapılan operasyonlara rağmen, gözaltına alınanların çoğunun “delil yetersizliğinden” serbest bırakılması, yargı ve güvenlik birimlerinin radikal örgütlere karşı “yumuşak” tutumu eleştirilere yol açıyor. Kırmızı Bülten’le aranan kişilerin Türkiye’de serbest dolaşabildiği örnekler dikkat çekiyor. Uzmanlara göre en büyük sorun, devletin radikal İslamcı örgütleri hâlâ “öncelikli tehdit” olarak görmemesi. Bu yaklaşım, IŞİD’in hem Türkiye’de hem bölgede kök salmaya devam etmesine zemin hazırlıyor.

Hale Gönültaş Kısa Dalga'daki yazısında IŞİD'in Türkiye'deki durumu ele aldı. 2015’te Ankara Garı’nda barış için bir araya gelenlere yönelik kanlı saldırının üzerinden 10 yıl geçti. Türkiye tarihindeki en büyük bombalı saldırının faili olan IŞİD, geçen süre içinde Türkiye’deki faaliyetlerini sürdürdü ve birçok katliama imza attı.

Suriye ve Irak’ta 2019’da toprak hâkimiyetini kaybetmesine rağmen, BM verilerine göre hâlen bu iki ülkede 3 binden fazla militan faaliyet gösteriyor. Örgüt, Suriye çöl bölgesi ve kuzeydoğusundaki coğrafi olarak zor ulaşılır kamplarda aktif. Kamp ve hapishanelerdeki IŞİD militanlarının kitlesel firar riski, bölgesel gerilimi artırıyor.

Türkiye, hem coğrafi konumu hem de geçmişte uyguladığı “açık kapı” politikasıyla örgütün geçiş güzergâhı haline gelmiş durumda. IŞİD’li militanlar sahte kimliklerle yaşam kurdu; örgüt evleri, “ribat” merkezleri ve cihat eğitimi veren yapılar Türkiye’nin şehirlerinde ortaya çıktı.

15 Haziran 2021’deki operasyonla yakalanan “Türkiye vilayeti sorumlusu” Kasım Güler’in sorgusunda, IŞİD’in Türkiye’deki yapılanması, militan ağları ve eylem planları ortaya çıktı.
Buna rağmen, güvenlik ve yargı kurumlarının bazı tutumları eleştiriliyor: delil yetersizliği nedeniyle birçok IŞİD zanlısı tutuksuz serbest bırakılıyor; etkin pişmanlık yasasından yararlanılması ya da infaz hukukundaki düzenlemeler de lehte işliyor.

Örnek olaylar arasında, kırmızı bültenle aranan bir IŞİD üyesinin Ankara’da yaşamını sürdürmesi ve Reina saldırısının faillerinden birinin sahte pasaportla yeniden Türkiye’ye girişi dikkat çekiyor. Ayrıca, IŞİD’in Afganistan kolu “Horasan” yapılanması üzerinden Türkiye’nin sadece lojistik değil, radikalleşme, finansman ve eylem planlaması açısından da kullanıldığına dair iddialar var.

Haberin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.