Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında daha önce tahliye edildiği 'Kent Uzlaşısı' davası kapsamında 15 yıla kadar hapis istendi. Özer'in kızı aynı zamanda avukatı olan Seraf Özer, bu davanın barış sürecinin samimiyet testi olduğunu söyledi.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in 'Kent Uzlaşısı' soruşturması kapsamında yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün görüldü. Özer, dava kapsamında daha önce görülen ikinci duruşmada adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti.
Silivri'de görülen üçüncü duruşmada savcılık Özer hakkında 15 yıla kadar hapis cezası talep etti. Ahmet Özer mütalaaya karşı savunma yapmak için ek süre istedi. Bir sonraki duruşma 23 Ocak 2026'ya ertelendi.
'Tutuksuz yargılama talep ettik'
Ahmet Özer'in kızı ve aynı zamanda avukatı olan Seraf Özer, Ahmet Özer dosyasının barış süreci açısından bir samimiyet testi olduğunu belirtti.
Seraf Özer konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Bir yılı aşkın bir süredir bir hukuk mücadelesi veriyoruz. Tahliye demek tutuksuz yargılamaya delalet eder. Ahmet Özer dosyası, barış süreci için bir samimiyet testidir. Bu samimiyetin gösterilip gösterilmeyeceği biz 23 Ocak'ta verilecek hükümle görüyor olacağız. Ahmet Özer 14 Temmuz tarihinde tahliye kararı aldıktan sonra özgürlüğüne kavuşamamasına sebebiyet veren tamamen yedekleme amacıyla yapılmış ikinci dosyada da iddianame yazıldı" dedi. Özer, bu dava kapsamında yakın zamanda gelişmeler olacağını söyleyerek tutuksuz yargılama talep ettiklerini belirtti.
Seraf Özer, babası Ahmet Özer'in başından bu yana barış destekçisi olduğunu vurgulayarak verilen mütalaanın barış süreci ruhuna aykırı olduğunu ifade etti. "Bugün iki çift laf az edeceksem barış sürecine olan saygıdandır" diyen Seraf Özer, Ahmet Özer'in bu dosyadan beraat alacağına inandığını söyledi.
"Tutarsızlıkla toplumsal barış sağlanamaz"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek de savcının ceza istemine şu sözlerle tepki gösterdi:
"Tutarsızlıkla toplumsal barış sağlanamaz. Türkiye'nin en büyük ilçesi Esenyurt'un seçilmiş belediye başkanı Ahmet Özer, tam 12 aydır Silivri'de hukuksuz bir şekilde tutuluyor. Hakkındaki suçlamaların tamamı temelsiz ve dayanaksızdır. Ancak buna rağmen 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Seçilmişleri cezalandırarak, belediyelere kayyım atayarak toplumsal barış inşa edilemez. Bu, halkın iradesine açık bir müdahaledir. Böyle adalet olmaz."
			
									
