İstanbul Sarıyer’deki Çamlıtepe Merkez Camiinde kıldığı cuma namazının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Danışmanı İbrahim Özkan’ın gözaltına alınması ve iş insanı Adem Soytekin’in tutuklanmasıyla birlikte Avukat Mehmet Pehlivan’ın durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CHP lideri şunları söyledi:
“Şimdi son gözaltıyla ilgili sadece gözaltına alındığı haberini duydum. Onu takip ediyoruz. Ondan sonra tabii Ekrem Başkan’ın ailesine, özel kalemine, koruma müdürüne kadar bir saldırı altındayken, danışmanlarının da benzer muameleye tabi tutulması şaşırtıcı değil. Ama bir detay, bir içeriğe yönelik o konuda henüz bilgi sahibi değiliz. O konuyu arkadaşlarımız takip ediyor.
Adem Soytekin meselesi şöyle bir meseledir. Türkiye’de çok siyasi bir dava yürüyor. Davanın sebebi şu: Ekrem İmamoğlu İstanbul’da girdiği dört seçimi, bir tanesi Beylikdüzü olmak üzere, üç tanesi büyükşehir olmak üzere hem Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hem bütün bakanlarına hem bütün kamu gücüne rağmen kazandı. Yani Türkiye siyasetinde eskiden işte ‘Partisini kurduğundan beri yenilmiyor’ diyorlardı. Bir yenilmez olarak artık Recep Tayyip Erdoğan yok. Ama Türkiye siyasetinde şu anda bir yenilmez var. O da Ekrem İmamoğlu. Şu ana kadar girdiği dört seçimi de kazandı kendisi. Ve maalesef bu, birileri tarafından hazmedilmedi.
Fevkalade siyasi bir operasyon sürüyor. Büyük bir itibarsızlaştırma üzerine kurulu bir plan işliyor malumunuz. Hepimiz biliyoruz ki Ekrem İmamoğlu’nun terörle ne ilgisi olur? Bir dava terörden açıldı. Neymiş bazı belediye meclislerinde DEM geçmişi olan Kürt vatandaşların kanaat önderi kabul ettiği bir takım isimlerin olmasına ‘terör’ dediler. Ve bunun üzerinden İBB’ye vakti zamanında kayyım atamaya bile niyetlendiler. Bunu Saraçhane direnişi geriye püskürttü. Ekrem Başkan’a ‘rüşvet’ dediler, ‘yolsuzluk’ dediler, ‘irtikap’ dediler, ‘ihaleye fesat’ dediler. Bu iddiaların hepsi Sayın Erdoğan hakkında da vardı. Geçmişte bunlardan bir kez gözaltına alınmadı, tutuksuz yargılandı. Ceza aldığında bile telefonla cezaevine davet edildi. Oysaki Ekrem Başkan’ın bir gece önce diploması iptal edildi, Cumhurbaşkanlığına aday olamasın diye. Ertesi gün sabah da bu suçlardan önce polislerle evinden gözaltı ve 23 Mart tarihinden itibaren de tutuklu başkanımız bizim. Bu büyük bir haksızlık.
Bir iddia varsa ortaya koyarsın, yargılarsın. İspatlayabilirsen ceza verirsin, istinaf inceler hak verirse onaylar. Yargıtay’da kesinleşirse ceza çekilir. Ama henüz iddianame yazılmamışken ‘Efendim Ekrem İmamoğlu suç örgütü’ diyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın kendisi. ‘Bu suçunun yanında bunu da yaptı’ diye yeni bir iddiada bulunuyorlar ‘casusluk’ diye. Olabilecek en hukuksuz süreci yaşıyoruz. Yani masumiyet karinesi diye bir şey var. Ve bu hukuk fakültelerinde şu öğretiliyor. ‘Bir kişi boşu boşuna içeride duracağına, 99 suçlu aramızda dolaşsın’ diye öğretilirken, tam tersini yapıyorlar.”

